Kredi derecelendirme
kuruluşları dış kaynak talep eden tüm ülkelerin hem ihtiyaç duyduğu hem de
çekindikleri kuruluşlardır. Hükümetler tahvil ihracı yaparken en az iki büyük
kredi derecelendirme şirketine başvurarak çıkarılacak tahvillerin risk ağırlığını
belirlemek isterler. Banka, sanayi şirketi gibi kurumsal başvurular, ülke notu
paralelinde değerlendirdiklerinden önde gelen kredi derecelendirme şirketleri
Türkiye'nin döviz ve yerel para cinsinden kredi değerini periyodik olarak
ölçerler.
Moodys's, Standart &
Poor's ve Fitch ile birlikte "Big Three" (büyük üç ) olarak
adlandırılır. 1909 yılında John Moody tarafından kurulmuş olan şirket tahvil
derecelendirme kitapçıkları hazırlamaya başladı. 1975
yılında ABD SPK'sı SEC tarafından Ulusal İstatistik Derecelendirme
Organizasyonu olarak belirlenen Moody's 2000 yılına kadar Dun & Bradstreet
tarafından yönetildi. Günümüzde %92'si kurumsal yatırımcıların sahip
olduğu şirketin en büyük ortağı Warren Buffet'ın sahip olduğu dünyanın en büyük
ikinci holding şirketi olan Berkshire Hathaway'dir.
Moody's
16 Mayıs 2013'te Türkiye'nin döviz cinsinden kredi notunu Baa3 Durağan seviyeye
yükselterek yatırım yapılabilir ( investment grade ) hale getirmişti. Bu not
ile Fitch'in ardından ikinci bir kredi derecelendirme şirketi Türkiye'nin
tahvil derecesini yatırım yapılabilir hale dönüştürmüştü.
16
Mayıs 2013'teki Moody's raporunda not artırımı gerekçesi olarak;
1-
Ekonomi ve kamu finansal göstergelerindeki geçmiş performans ve gelecekteki
gelişme beklentileri,
2- Türkiye'deki
yapısal ve kurumsal reformların devamının, uluslararası sermaye
hareketlerindeki şoklara karşı kırılganlıkları azaltmaya yol açacağı
beklentisini belirtmişti.
Görünümün
durağan olmasını ise ; Moody's in kamu finansmanında ihtiyatlı tutumun sürdürüleceği
ve uygulanan yapısal ve kurumsal reformların arkasındaki desteğin devam edeceği
beklentisine sahip olmasıydı.
Peki Moody's 2013 yılında hangi
göstergelerimizi beğenerek notumuzu yükseltti ?
1- 2009
yılından itibaren kamu borç yükü 10 puan azalışla GSYIH'nın %36 seviyesine
gerilemesi,
2-
Toplam kamu borcundaki yabancı para oranı 2003 yılında %46.3'ten 2012'de
%27.4'e gerilemesi,
3-Kamunun
ihraç ettiği yabancı para cinsinden tahvillerin vadesi 4,6 yıldan 9 yıla
çıkması,
4- Kamu
gelir sisteminin son yıllarda iyileşme göstermesi ve ve gelirlerin büyüme
rakamlarının 2 puan üzerinde artış göstermesi,
5-
Geniş kapsamlı kurumsal reform programının ülkenin dış kırılganlığını uzun
vadede azaltacağını beklemesi,
6-
Enerjinin cari açıktaki payının azaltılması, tasarruf oranının yükseltilmesi ve
toplam verimliliğin artrılması ile ilgili hükümet politikalarının olması,
2013
not artışında özetle; temel ekonomik ve kamu finansal göstergelerinde Baa3
ratingi alan rakiplerine karşı daha güçlü durumda olmasıydı. Ekonomik
çeşitliliği, büyüme beklentisi benzer ülkelere göre daha güçlüydü.
Ancak
notumuzun arttığı yılda dahi Türkiye; yüksek “cari açık” ve “dış kırılganlık
göstergesi “ ( ülkenin ödenecek kısa vadeli yabancı para cinsinden borçlarının brüt
döviz rezervlerine oranı ) yatırım yapılabilir ülkeler arasında en yüksek
seviyede olduğu belirtilmişti.
Moody’s,
Türkiye’nin Baa3 seviyesinin daha üzerine çıkma ihtimalini kısa vadede az
görürken özellikle, kamu maliyesindeki olumlu gelişmelerin terse dönmesi ve
yabancı sermaye akımlarındaki ani bir duraksamanın not indirimi yaratabileceğini
belirtmişti.
11 Nisan 2014’te Moody’s Görünümü Negatif
Yapmıştı…
Moody’s
11 Nisan 2014’te Türkiye’nin not görünümünü durağandan negatife çekti.
Buna
gerekçe olarak da;
1- Ülkenin
yabancı para finansmanının artan politik belirsizlik ve düşük global likitide
nedeniyle baskı altına olduğunu, bunun da yabancı ve yerel yatırımcı güveninde
bozulmaya sebep olması,
2- Politik
karışıklığın sebep olduğu orta vadeli büyüme trendindeki belirsizlikti.
Moody’s,
güçlü maliye politikasının, kamu borçlarının GSYIH içindeki payını azalttığını
belirtirken, borçlardaki yabancı para payındaki düşüşüne dikkat çekmişti.
Moody’s
in politik belirsizlik yanında cari açığa ek olarak 2014’teki 163 milyar USD’lik
faiz ve ana para ödemelerinin tansiyonun artması halinde sorun teşkil
edebileceğini belirtmişti.
Dış
kırılganlık göstergesinin ( Kısa Vadeli Dış Borç Ödemeleri / Brüt Döviz
Rezervleri) 2014 yılında %173’e çıkmasını beklediğini ve oranın aynı gruptaki (
yatırım yapılabilir ) ülkeler arasında en yüksek değerde olduğunu belirtmişti.
Not düşürmek
için; kamu maliyesinde zayıflama veya artan politik istikrarsızlık ve dış
finansmanda şiddetlenen baskı, artan riskler dolayısıyla yabancı sermaye akışının
ani bir şekilde durması haline dikkat çekmişti. Ayrıca Türkiye’nin ihracatında
rekabet gücünden kaynaklanan azalmalar da rating üzerinde baskı kurmaktadır
diye belirtmişti.
Moody’s Not Kararını 10 Nisan 2015’te
Açıklayacak
Yukarıda
yazmış olduğum Moody’s in 2013 ve 2014 değerlendirmeleri 2015 raporuna ışık
tutacaktır.
Buna
göre;
1-
Kamu maliyesinde 2015 ilk iki ayda herhangi bir bozulma yok. Ancak;
düşen büyüme ve azalan ithalatın vergi gelirlerinde azalış yaratma ihtimali
vardır. Ayrıca dış boru yüksek özel sektörün kur artışlarının ardından yüksek
finansal gider yazdığı görülecektir. Bu durum da kurumlar vergisinde ciddi bir
azalış meydana getirecektir.
2-
En çok dikkat ettiği ve 2014 için %173 olarak beklediği “dış kırılganlık
göstergesi” nin 2015’te %180’nin üzerinde olması bekleniyor.
3-
Politik
istikrarsızlığın arttığı veya azaldığını 7 Haziran 2015’teki milletvekili
seçimlerinde anlayacağız.
4-
Yabancı
sermaye akışında ani bir durma olmamakla beraber, Şubat ayından itibaren ciddi
oranda yavaşladığı görülüyor.
Sonuç olarak; Moody’s in daha önce
uyarı yaptığı kriterlerden “dış kırılganlık” ve “sermaye akışlarındaki
yavaşlama” yumuşak ve eleştirilerin haklı olduğu bölgeler. Kamu maliyesi cari
rakamlara göre bozulmadı ancak 2015’in geri kalanında bozulma beklentisi
yüksek. Politik belirsizliği bir parametre olarak göstermesi ise erken.
Sonuçta piyasaların hemen hemen tamamı
Moody’s ten herhangi bir not indirimi beklemiyor. Ancak yukarıdaki maddeler not
indirimine %50 şans tanıyor…
Bu süreçte herhangi bir not indirimi
gelmese dahi 2015 yılındaki her değerlendirme öncesi hop oturup hop kalkacağız
gibi..
Düşünmeden
konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkum olmaktır.
Latin
Atasözü
Bol kazançlar,
Taner ÖZARSLAN